Suriyeliler Alevi mi ?

Klause

New member
Suriyeliler Alevi Mi? Sosyal Algı, Gerçeklik ve Yanılsamalar

Bazen insan bir noktada durur ve gerçekleri sorgulamaya başlar. Benim de düşündüğüm bir soru var: Suriyeliler Alevi mi? Pek çok kişi bu konuda net bir bilgiye sahip değil, hatta çoğu zaman bu mesele toplumsal bir algı ile şekillendiriliyor. Forumlarda sıkça gördüğümüz bir diğer şey ise, “Suriyeliler Alevi mi, değil mi?” sorusunun neredeyse her kesimden çeşitli cevaplarla yanıtlanması. Bu yazıda bu soruyu tartışmaya açmak, olayı daha derinlemesine sorgulamak istiyorum. Hepinizin görüşünü duymak istiyorum. Gerçekten Suriyeliler Alevi mi? Eğer değilse, bu algı neden oluşuyor ve bu toplumun bir parçası olarak bu tür soruları sormak ne kadar doğru?

Suriyeliler ve Alevilik: Toplumsal Algılar ve Gerçekler

Suriyelilerin Türkiye'ye göçüyle birlikte, bu kitlenin kimlikleri üzerine sayısız spekülasyon ortaya çıktı. Türkiye'deki en tartışmalı ve aynı zamanda yanlış anlaşılmaya en açık konulardan biri de, Suriyelilerin Alevi olup olmadığı. Buradaki ana soru şu: Suriyelilerin çoğunluğunu oluşturan Alevi inançlı bireyler var mı? Cevap, evet ve hayır. Suriyeliler, özellikle de Şii Aleviler, Suriye'nin farklı bölgelerinden gelen göçmenler arasında yer alıyor. Ancak, bu demek değildir ki bütün Suriyeliler Alevi'dir. Suriye'de Sünni Müslümanlar, Hristiyanlar, Aleviler, Dürziler gibi birçok farklı etnik ve dini grup yaşamaktadır. Dolayısıyla, Suriyelilerin sadece Alevi olması bir genelleme yapmaktan başka bir şey değildir.

Fakat burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta var. Göçmenler, Türkiye’ye geldiklerinde, kendi kimliklerini yaşatmanın ötesinde, çoğu zaman varlıklarını kabul ettirmeye çalışırlar. Alevilik, Türkiye’deki bazı kesimlerde, çok daha belirgin ve tanınmış bir kimlik olarak kabul edilebilir. Özellikle bazı muhafazakar kesimler, Suriyelileri tanımaya başladıklarında, onları daha kolay bir şekilde Alevi olarak etiketlemeyi tercih edebiliyor. Bu, hem toplumsal hem de siyasal açıdan daha kolay bir kategorizasyon oluyor.

Toplumsal Algıların Dayattığı Etiketler ve Kategoriler

Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da, toplumsal algıların nasıl yönlendirildiğidir. Suriyeliler, göç ettikleri her ülkede, kimlikleriyle ilgili sıkça yanlış anlamalara ve etiketlemelere tabi tutulurlar. Türkiye’deki Alevi toplumu ile Suriyeli göçmenler arasında pek çok ortak nokta olduğu doğru olabilir. Ancak bu benzerlik, gerçek bir temele dayanmadığı zaman, yalnızca önyargılarla şekillenen bir algıya dönüşebilir.

Kendisini sürekli olarak marjinalleşmiş ve dışlanmış hisseden bir kesim, Suriyelilerin de aynı şekilde dışlandığını gördükçe, onları kendi kimlikleriyle bağdaştırmaya başlar. Alevilik, dışlanmışlıkla özdeşleşmiş bir kimlik olarak, bu benzerliği pekiştiren bir etiket haline gelir. Fakat, bu tür genellemeler, Suriyeli göçmenlerin içindeki etnik ve dini çeşitliliği göz ardı etmekten başka bir şey değildir. Bu, bir yandan toplumsal barışı tehdit edebilir, diğer yandan toplumsal kutuplaşmayı derinleştirebilir.

Erkeklerin ve Kadınların Farklı Perspektifleri: Strateji Mi, Empati Mi?

Bu konuda erkeklerin ve kadınların bakış açıları oldukça farklı olabilir. Erkekler, genellikle stratejik düşünmeye ve çözüm odaklı yaklaşımlar sergilemeye meyillidir. Onlar için “Suriyeliler Alevi mi?” sorusu, daha çok bir kimlik ve toplumsal yapı meselesidir. Bu kesim için bu soru, toplumsal yapıyı daha iyi anlamak adına bir strateji geliştirme arayışıdır. “Eğer Suriyeliler Aleviyse, o zaman onları kabul etmemiz daha kolay mı olur?” veya “Onları bu şekilde dışlayarak kimliklerini daha net belirleyebilir miyiz?” gibi düşünceler, erkeklerin meseleye dair çözüm arayışlarını yansıtır.

Kadınlar ise daha çok empatik bir yaklaşım sergileyebilirler. Onlar için, “Suriyeliler Alevi mi?” sorusu, daha çok bu insanları anlamaya yönelik bir empati kurma çabası olabilir. Alevi olmanın, bir göçmen için ne anlama geldiğini ve Suriye’deki yaşamdan Türkiye’deki yaşamlarına geçişin ne kadar travmatik olabileceğini anlamak, kadınların bakış açısının merkezinde olabilir. Onlar, genellikle göçmenlerin yaşadığı zorlukları daha insan odaklı bir bakış açısıyla değerlendirirler.

Fakat bu iki bakış açısı arasında bir denge kurmak gerekiyor. Erkeklerin stratejik ve çözüm odaklı yaklaşımları, toplumsal barış için gerekli bazı yapısal çözümleri ortaya koyabilirken, kadınların empatik yaklaşımları, Suriyelilerin bireysel acılarını ve zorluklarını anlamamıza yardımcı olabilir. Bu iki perspektifin birleştirilmesi, daha sağlıklı ve insancıl bir toplumsal çözüm önerisi sunabilir.

Provokatif Sorular: Gerçekten Kimlikler Bu Kadar Net Mi?

Ve burada hepimizi düşünmeye sevk edecek birkaç soruyla bitirmek istiyorum. Gerçekten Suriyeliler Alevi mi? Ya da daha geniş bir perspektiften bakıldığında, kimlikler bu kadar net mi olmalı? Eğer Suriyelilerin Alevi olduğunu kabul edersek, onları toplumsal yapımıza nasıl entegre edebiliriz? Onları kendi kimliklerine göre bir gruba yerleştirmek, tüm toplumu sağlıklı bir şekilde bir arada tutmamıza engel olur mu? Yoksa aslında kimlikleri etiketlemek yerine, insanlıklarına odaklanarak toplumsal barışı daha kolay bir şekilde sağlayabilir miyiz?

Bu soruların cevapları, her birimizin toplumda nasıl bir rol oynadığımızla ve başkalarına nasıl yaklaşmamız gerektiğiyle doğrudan ilgili.
 
Üst