Sıhhat Bakan Yardımcısı Aydın’dan 20. sefer ihale alan şirket açıklaması Sıhhat Bakan Yardımcısı Aydın, ‘İkinci Pekcan Vakası’ haberlerine ait, “Konu edilen şirketin 20 yıl evvel kuruluşu sırasında kurucuları içinde eşimin yer alması ve oğlumun bu şirkette bir süre bakılırsav alarak ayrılmış olması haricinde, haberin direkt şahsımla ya da dolaylı olarak ailemle ilgili hiç bir hakikat yanı yoktur” açıklamasını yaptı.
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’in savları ile gündeme gelen husus hakkında Aydın, şirketin kuruluşu sırasında kurucuları içinde eşinin yer aldığını ve oğlunun bu şirkette çalıştığını kabul etti.
Twitter üzerinden “‘İkinci Pekcan Vakası’ başlıklı haberle ilgili mecburî açıklama” başlığıyla açıklama yapan Aydın, şunları söylemiş oldu:
19 Haziran tarihinde kimi basın yayın organlarında daha evvel de yalanlanmış birfazlaca savın sahibi olan bir milletvekilinin beyanlarına dayalı olarak hakkımda çıkan haber temelde yalnızca şahsımı değil temsil ettiğim bakanlığı da amaç alan büsbütün düzmece, iftira ve karalamadan ibarettir. Basın etiği ile bağdaşır yanı bulunmayan bu yazının doğruluğu hiç araştırılmadan kimi gazetelerce alıntılanması da ayrıyeten ıstırap deposudur.
‘Şirket ne beni ne ailemin olmuştur’
Husus edilen şirketin 20 yıl evvel kuruluşu sırasında kurucuları içinde eşimin yer alması ve oğlumun bu şirkette bir süre vazife alarak ayrılmış olması haricinde, haberin direkt şahsımla ya da dolaylı olarak ailemle ilgili hiç bir gerçek yanı yoktur. Mezkur şirketin aileme ilişkin olduğu ve hülle yoluyla devredildiği tezi büsbütün palavra ve iftiradan ibarettir. Bahse mevzu şirket hiçbir vakit ne benim ne de ailemin olmuştur.
2014-2020 yılları içinde yapılan ihalelere işaret edip ‘Müsteşar yardımcısı olduğum devirde bakanlıkla iş yaptığım’ savının gerçekle bağdaşması mümkün değildir. Çünkü rastgele bir şirketin ortağı olmadığım üzere bu tarihlerde müsteşar yardımcısı bakılırsavinde de değildim.
Daha evvel Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden şahsımla ilgili benzeri iftiralarda bulunarak karşılığını alan, buna karşın karalama kampanyasına basını da ortak eden sayın vekilin tavrını talihsizlik olarak görüyor ve kınıyorum.
Büyük meclisimizin kürsüsünü palavra ve iftiraları ile meşgul etmekle kalmamış kişilik haklarıma da saldırmıştır. Yürüttüğüm bakılırsavleri muvaffakiyetle icra etmek için her türlü fedakarlığa katlanırken şahsımın kirli siyasetin gereci yapılmasına fırsat vermeyecek ve yasalar çerçevesinde haklarımın takipçisi olacağım.”
Ne olmuştu?
Sıhhat Bakan Yardımcısı Sabahattin Aydın’ın eşi tarafınca kurulan ve bakanlığın e-nabız süreçlerini yapan firmanın, 20. ihalesini de bakanlıktan aldığı sav edilmişti. Kelam konusu iddiayı CHP Ankara Milletvekili Murat Buyruk getirmiş, “Bu ve bunun üzere birfazlaca verilen ihalenin hepsi yağlı ballı ve Ticaret eski Bakanı Ruhsar Pekcan’ın kendi bakanlığına dezenfektan satmasından hiç bir farkı yok. Sıhhat Bakan Yardımcısı derhal istifa etmeli” tabirleriyle eleştirmişti.
Kelam konusu sav kimi basın organlarında “İkinci Pekcan vakası” başlığıyla yer almıştı.
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’in savları ile gündeme gelen husus hakkında Aydın, şirketin kuruluşu sırasında kurucuları içinde eşinin yer aldığını ve oğlunun bu şirkette çalıştığını kabul etti.
Twitter üzerinden “‘İkinci Pekcan Vakası’ başlıklı haberle ilgili mecburî açıklama” başlığıyla açıklama yapan Aydın, şunları söylemiş oldu:
19 Haziran tarihinde kimi basın yayın organlarında daha evvel de yalanlanmış birfazlaca savın sahibi olan bir milletvekilinin beyanlarına dayalı olarak hakkımda çıkan haber temelde yalnızca şahsımı değil temsil ettiğim bakanlığı da amaç alan büsbütün düzmece, iftira ve karalamadan ibarettir. Basın etiği ile bağdaşır yanı bulunmayan bu yazının doğruluğu hiç araştırılmadan kimi gazetelerce alıntılanması da ayrıyeten ıstırap deposudur.
‘Şirket ne beni ne ailemin olmuştur’
Husus edilen şirketin 20 yıl evvel kuruluşu sırasında kurucuları içinde eşimin yer alması ve oğlumun bu şirkette bir süre vazife alarak ayrılmış olması haricinde, haberin direkt şahsımla ya da dolaylı olarak ailemle ilgili hiç bir gerçek yanı yoktur. Mezkur şirketin aileme ilişkin olduğu ve hülle yoluyla devredildiği tezi büsbütün palavra ve iftiradan ibarettir. Bahse mevzu şirket hiçbir vakit ne benim ne de ailemin olmuştur.
2014-2020 yılları içinde yapılan ihalelere işaret edip ‘Müsteşar yardımcısı olduğum devirde bakanlıkla iş yaptığım’ savının gerçekle bağdaşması mümkün değildir. Çünkü rastgele bir şirketin ortağı olmadığım üzere bu tarihlerde müsteşar yardımcısı bakılırsavinde de değildim.
Daha evvel Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden şahsımla ilgili benzeri iftiralarda bulunarak karşılığını alan, buna karşın karalama kampanyasına basını da ortak eden sayın vekilin tavrını talihsizlik olarak görüyor ve kınıyorum.
Büyük meclisimizin kürsüsünü palavra ve iftiraları ile meşgul etmekle kalmamış kişilik haklarıma da saldırmıştır. Yürüttüğüm bakılırsavleri muvaffakiyetle icra etmek için her türlü fedakarlığa katlanırken şahsımın kirli siyasetin gereci yapılmasına fırsat vermeyecek ve yasalar çerçevesinde haklarımın takipçisi olacağım.”
Ne olmuştu?
Sıhhat Bakan Yardımcısı Sabahattin Aydın’ın eşi tarafınca kurulan ve bakanlığın e-nabız süreçlerini yapan firmanın, 20. ihalesini de bakanlıktan aldığı sav edilmişti. Kelam konusu iddiayı CHP Ankara Milletvekili Murat Buyruk getirmiş, “Bu ve bunun üzere birfazlaca verilen ihalenin hepsi yağlı ballı ve Ticaret eski Bakanı Ruhsar Pekcan’ın kendi bakanlığına dezenfektan satmasından hiç bir farkı yok. Sıhhat Bakan Yardımcısı derhal istifa etmeli” tabirleriyle eleştirmişti.
Kelam konusu sav kimi basın organlarında “İkinci Pekcan vakası” başlığıyla yer almıştı.