XeaeX
New member
Günümüzde sıra tabanlı RPG oyunları ne yazık ki pek fazla ilgi görmüyor. Bu çeşide ilişkin pek fazla oyun da aslına bakarsan nazaranmiyoruz lakin çıkanlar içinde fazlaca ender de olsa daha büyük kitlelere hitap eden oyunlar olabiliyor. Örneğin son devrin başarılı oyunlarından Divinity 2 ve Baldur’s Gate 3. Birkaç periyot daha geriye giderse de 1C Entertainment’ın geliştirdiği King’s Bounty’yi gösterebiliriz. Çıktığı periyotta, yani 2008’de her ne kadar fazlaca büyük kitlelere ulaşamasa da biroldukca oyuncudan olumlu geri dönüş almıştı. King’s Bounty’nin devam oyunu da geçtiğimiz senelerda duyuruldu ve bir müddetdir geliştirme etabında. Çıkış tarihi yaklaşan oyunun bir öninceleme sürümünü deneme fırsatı buldum. Ne yazık ki ambargo sebebiyle beni heyecanlandıran kimi ayrıntılardan bahsedemeyeceğim lakin bahsedebileceğim kimi olumlu ve olumsuz şeyler var.
Yayıncılığını ve geliştiriciliğini 1C Entertainment’ın yaptığı King’s Bounty 2, birinci oyunda olduğu üzere bir daha sıra tabanlı bir rol yapma oyunu. Birinci oyundaki biroldukça başarılı noktayı ikinci oyunda da koruyabilmiş. Oyuna klasik bir biçimde karakterinizin çeşitli özelliklerini seçerek başlıyorsunuz. Oyunun başlaması ile birlikte aslında şaşırıyorsunuz zira iç yer kaplamaları ve görselliği birinci oyunun çıktığı periyotta bıraktığı tesirden daha uygununu bırakıyor. Bu yüzden oyuna daha bir istekli başladığımı söylemem gerek. Lakin bu heves oyun daha büyük yerlere gitgide azaldı. Her şeydilk evvel oyunun çabucak hemen bitirilmemiş halini oynadığımı bilhassa belirtmek isterim. Geliştiriciler de grafiksel açıdan tam sürümde net bir farkın olacağını söylüyor. Bu yüzden gördüğüm şeyler hakkında pek yorum yapmayayım. Lakin yanılgılar olduğunu, bitmemiş hissettirdiğini ve etraf dizaynlarının biraz rahatsız ettiğini söylemem gerek. Her şeye karşın oyunun büyük bir bütçeye sahip olmadığını ve bitmediğini yeniden hatırlatmakta yarar var. Performans açısından ise bu haliyle bile sorun olmadığını söyleyebilirim.
“Oynanış Son Derece Keyifli”
Oyunda savaşın olmadığı kısımlarda üçüncü şahıs bakış açısı ile etrafı keşfedip loot yapabiliyor ve karakterlerle konuşmalara girebiliyorsunuz. özetlemek gerekirsesı savaş dışı kısımları açık dünya rol yapma oyunundan farksız. Lakin savaşa girdiğiniz vakit işler değişiyor. Oyunun savaş kısmı sıra tabanlı strateji oyunu biçiminde, birinci oyunda da olduğu üzere. Oyunda çeşitli savaşçılar alıp savaşlarda bu askerlerinizi kullanarak savaşıyorsunuz. Savaş başladığında hangi askerlerle savaşa gireceğinizi, askerlerinizin nerede duracağını seçiyorsunuz ve başlıyorsunuz. Dediğim üzere sıra tabanlı bir yapıya sahip olduğu için sırayla birbirinize saldırıyorsunuz. Bu süreçte taktik yapmak büsbütün size kalmış. Askerleriniz haricinde oyunda topladığınız büyü parşömenleriyle de kendi karakterinizi savaşa ekleyebiliyorsunuz. Birinci oyunda da bu savaş kısımları çok keyifliydi, ikinci oyunda da son derece keyifli.
Oyun tam olarak bir açık dünyaya sahip değil. Yolunuzun üstündeki ekstra nazaranvleri yerine yapıp cihanı ve ana kıssayı biraz daha derinlemesine keşfedebiliyor ya da büsbütün bağımsız kıssaları deneyimleyebiliyorsunuz. Her vazifesi olmasa da kimi vazifeleri birden farklı biçimde tamamlayabiliyorsunuz. Örneğin; savaşarak yahut konuşarak geçebildiğiniz üzere savaşarak yahut saklı şeyleri bularak da ilerleyebiliyorsunuz. Burada oyun büsbütün size kalmış durumda.
Sürprizlerle Dolu Bir Kıssa
Oyunun aslında bahsetmek istediğim kısım kıssa kısmıydı ancak ne yazık ki ambargo sebebiyle öyküden ayrıntı veremiyorum. Fakat kıssanın sürükleyici ve keyifli olduğunu söyleyebilirim. elbette öteki oyunlarla kıyaslayarak bu yorumu yapıyorum. Bir sinemaya yahut kitaba göre değerlendirdiğinizde hayli bariz eksikler var. Yalnızca burada oyuna tek eleştirim kainatın beni o kadar da içine çekmemesi oldu diyebilirim.
Radarınızda Olsun
Toparlamak gerekirse King’s Bounty II’nin öninceleme versiyonu bana genel olarak keyifli fakat bitmemiş bir oyun üzere hissettirdi. Bu yüzden oyunun tam sürümünü görmek daha mantıklı. Şu an için radarınızda olabileceğini, bilhassa sıra tabanlı rol yapma oyunu sevenlerin kesinlikle takipte kalması gerektiği bir oyun olduğunu düşünüyorum. Oyunun tam sürümü 24 Ağustos’ta PlayStation 4, Xbox One, Nintendo Switch ve PC için çıkışını yapacak. Oyun için paylaşılan görselleri aşağıdaki galeri kısmında bulabilirsiniz.
Yayıncılığını ve geliştiriciliğini 1C Entertainment’ın yaptığı King’s Bounty 2, birinci oyunda olduğu üzere bir daha sıra tabanlı bir rol yapma oyunu. Birinci oyundaki biroldukça başarılı noktayı ikinci oyunda da koruyabilmiş. Oyuna klasik bir biçimde karakterinizin çeşitli özelliklerini seçerek başlıyorsunuz. Oyunun başlaması ile birlikte aslında şaşırıyorsunuz zira iç yer kaplamaları ve görselliği birinci oyunun çıktığı periyotta bıraktığı tesirden daha uygununu bırakıyor. Bu yüzden oyuna daha bir istekli başladığımı söylemem gerek. Lakin bu heves oyun daha büyük yerlere gitgide azaldı. Her şeydilk evvel oyunun çabucak hemen bitirilmemiş halini oynadığımı bilhassa belirtmek isterim. Geliştiriciler de grafiksel açıdan tam sürümde net bir farkın olacağını söylüyor. Bu yüzden gördüğüm şeyler hakkında pek yorum yapmayayım. Lakin yanılgılar olduğunu, bitmemiş hissettirdiğini ve etraf dizaynlarının biraz rahatsız ettiğini söylemem gerek. Her şeye karşın oyunun büyük bir bütçeye sahip olmadığını ve bitmediğini yeniden hatırlatmakta yarar var. Performans açısından ise bu haliyle bile sorun olmadığını söyleyebilirim.
“Oynanış Son Derece Keyifli”
Oyunda savaşın olmadığı kısımlarda üçüncü şahıs bakış açısı ile etrafı keşfedip loot yapabiliyor ve karakterlerle konuşmalara girebiliyorsunuz. özetlemek gerekirsesı savaş dışı kısımları açık dünya rol yapma oyunundan farksız. Lakin savaşa girdiğiniz vakit işler değişiyor. Oyunun savaş kısmı sıra tabanlı strateji oyunu biçiminde, birinci oyunda da olduğu üzere. Oyunda çeşitli savaşçılar alıp savaşlarda bu askerlerinizi kullanarak savaşıyorsunuz. Savaş başladığında hangi askerlerle savaşa gireceğinizi, askerlerinizin nerede duracağını seçiyorsunuz ve başlıyorsunuz. Dediğim üzere sıra tabanlı bir yapıya sahip olduğu için sırayla birbirinize saldırıyorsunuz. Bu süreçte taktik yapmak büsbütün size kalmış. Askerleriniz haricinde oyunda topladığınız büyü parşömenleriyle de kendi karakterinizi savaşa ekleyebiliyorsunuz. Birinci oyunda da bu savaş kısımları çok keyifliydi, ikinci oyunda da son derece keyifli.
Oyun tam olarak bir açık dünyaya sahip değil. Yolunuzun üstündeki ekstra nazaranvleri yerine yapıp cihanı ve ana kıssayı biraz daha derinlemesine keşfedebiliyor ya da büsbütün bağımsız kıssaları deneyimleyebiliyorsunuz. Her vazifesi olmasa da kimi vazifeleri birden farklı biçimde tamamlayabiliyorsunuz. Örneğin; savaşarak yahut konuşarak geçebildiğiniz üzere savaşarak yahut saklı şeyleri bularak da ilerleyebiliyorsunuz. Burada oyun büsbütün size kalmış durumda.
Sürprizlerle Dolu Bir Kıssa
Oyunun aslında bahsetmek istediğim kısım kıssa kısmıydı ancak ne yazık ki ambargo sebebiyle öyküden ayrıntı veremiyorum. Fakat kıssanın sürükleyici ve keyifli olduğunu söyleyebilirim. elbette öteki oyunlarla kıyaslayarak bu yorumu yapıyorum. Bir sinemaya yahut kitaba göre değerlendirdiğinizde hayli bariz eksikler var. Yalnızca burada oyuna tek eleştirim kainatın beni o kadar da içine çekmemesi oldu diyebilirim.
Radarınızda Olsun
Toparlamak gerekirse King’s Bounty II’nin öninceleme versiyonu bana genel olarak keyifli fakat bitmemiş bir oyun üzere hissettirdi. Bu yüzden oyunun tam sürümünü görmek daha mantıklı. Şu an için radarınızda olabileceğini, bilhassa sıra tabanlı rol yapma oyunu sevenlerin kesinlikle takipte kalması gerektiği bir oyun olduğunu düşünüyorum. Oyunun tam sürümü 24 Ağustos’ta PlayStation 4, Xbox One, Nintendo Switch ve PC için çıkışını yapacak. Oyun için paylaşılan görselleri aşağıdaki galeri kısmında bulabilirsiniz.