İsimli emanetteki 4 ton uyuşturucuyu satmış! Erciş Adliyesi’nde yaşanan skandallar zinciri polisin 20 Nisan 2019 tarihinde yaptığı operasyonla ortaya çıktı. Operasyonda Erciş Adliyesinde İdari İşler Müdürü olan Metin Zeytun isimli emanet ofisinde tutulan 16 kilo uyuşturucuyu çıkarıp, satmaya gdolayırken yakalandı.
Cumhuriyet’ten Kübra Köklü’nün haberine bakılırsa operasyonun akabinde soruşturma genişletilirken Zeytun’un adliyenin isimli emanet ofisine teslim edilen materyalleri yıllardır gizlice sattığı belirlendi. Soruşturmayı derinleştiren polis Zeytun’un savcılara uydurma evrak imzalatarak adliyenin hesabındaki parayı da zimmetine geçirdiğini tespit etti.
Erciş Adliyesi’ndeki isimli emanet ofisine teslim edilen materyalleri gizlice sattığı ortaya çıkan Zeytun’un emniyette verdiği sözünde, “Erciş Adliyesinde 2005 yılından beri çalışıyorum. Orada İdari işler Müdürü olarak bakılırsav yapmaktaydım. Takım olmadığı için oraya şu anda kimse bakmıyor. Ben vekaleten 3-4 yıldır bakıyorum. Bu sebeple emanetlerin bulunduğu deponun anahtarı ben de var. Benim dışımda isimli emanet memurunda da anahtar var. Uzun vakitten beri bahis oynuyorum. Bu merakımdan dolayı baya borçlandım. Para kaybettim. Bahisten kaybedince arkadaşlarımdan, etrafımdan ve akrabalarımdan borç para aldım. Bunları da ödeyemez hale geldim. Bu yüzden de bu işleri yaptım” dediği öğrenildi.
30 YILA KADAR MAHPUS CEZASI
Soruşturmayı tamamlayan cumhuriyet savcısı tutuklanan Zeytun hakkında 6 tane iddianame hazırlandı. İddianamede, Zeytun ve kendisine yardım ettikleri belirlenen Metin Demez, Hakan Gümüştaş, Halit Tekçe hakkında “uyuşturucu yahut uyarıcı husus ticareti yapma yahut sağlama”, “zimmet” ve “kamu nazaranvlisinin resmi bölgede sahteciliği” hatalarından 30 yıla kadar mahpus cezası istendi. İddianamede Adalet Bakanlığı Teftiş Heyeti Başkanlığı Müfettişleri’nin, Erciş Adliyesi hesaplarında yaptığı incelemeyle ilgili tespitlere yer verildi. Müfettişlerin raporununda “Zeytun, Başsavcılara evrak imzalatıp yetki verdirdiği bakılırsavlilere birden çok defa paraları çektirip maliyeye paraları yatırmadığı ve uhdesine geçirmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığı hesaplarından kendi hesabına birden çok defa paralar aktardığı, üzerine atılı cürmü işlediğine dair kâfi kanıt bulunduğu anlaşıldı” tabirleri yer aldı. Bu raporun akabinde 2011 yılından bu yana Erciş Adliyesi’nde misyon yapan ve hazırlanan düzmece evrakları imzaladıkları belirtilen dört isimli emanet savcısı hakkında Bölge Adliye Mahkemesi’nde ‘nazaranvi berbata kullanmak’ suçlamasıyla dava açıldı.
DAVA DA 4 SAVCI DA YARGILANIYOR
Erciş Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada 7 sefer hakim karşısına çıkan Zeytun, duruşmalarda değerli itiraflarda bulundu. 2005 yılından beri çalıştığı adliyeden 15 sefer uyuşturucu çıkarıp sattığını itiraf eden Zeytun, şu tabirleri kullandı: “Ben adliyenin hesabından genelde param olmadığında internet bankacılığı yetkim olduğundan kendime para aktarıyordum. sonrasındasında bu paralarla bahis oynuyordum. Başsavcılara paranın Maliye’ye yatması için çekilmesi gerektiğini söyleyerek yazıları imzalatıyordum. Başsavcılar paraların maliyeye yatırdığımı düşündüğünden bana hiç bunları sormadı. Kontratlı çalışanların maaşını hesaba yatırdıktan daha sonra gereksinimim olduğu için kendi hesabıma aktarıp kullandım. Bu parayı bahis için kullandım.”
‘4 TON UYUŞTURUCU ÇIKARTTI’
Sanıklardan adliyede çaycılık yapan Metin Demez ise savunmasında Zeytun’u suçlayarak “Ben onun buyruğunda çalışan ve başında 3 amir bulunan bir mahkûmum. Bize her türlü işi yaptırıyorlardı. Ben Metin Zeytun’un otomobildeki torbaları, emanette bulunan uyuşturucularla değiştirdiğini bilmiyordum. Bu şahıs, 2011 yılından beri adliyeden 4 tona yakın uyuşturucu çıkarttı. Bunu yaparak para kazandı” dedi. 2 sanığın tutuklu yargılandığı davaya önümüzdeki günlerde devam edilecek.
‘METİN ZEYTUN KUSUR YAPTIĞINI KABUL ETMİŞ’
Dava sürecini Cumhuriyet’e pahalandıran Zeytun’un avukatı Avukat Cihad Sargut, ”Müvekkil Metin Zeytun kusur yaptığını kabul etmiş ve aktif pişmanlık kararlarından yararlanmak ismine samimi bir biçimde bildiği her şeyi anlatmıştır. Müvekkil 15 sefer emanet eşya ofisinden uyuşturucu husus çıkardığını ve bunun da sonlu ölçüde olduğunu ikrar etmiştir. Yargılama konusu olaydan daha sonra Emanet Eşya ofisinde yapılan incelemelerde yaklaşık 4 ton uyuşturucunun yerinde olmadığı tespit edilmiştir. Müvekkilin bakılırsav yaptığı mühlet boyunca bu ölçüde uyuşturucu unsur çıkarmış olması hayatın olağan akışına ters bir durumdur.”
Bütün sorumluluğun müvekkilin üzerine atılmaya çalışıldığını savunan Sargut, “Emanet eşya ofisi yargılama konusu olayından evvelden rutin kontroller geçirmiş ve bu kontroller sonucunda rastgele bir eksiklik tespit edilmediği üzere kontroller sonucunda müvekkile ‘başarı belgesi’ dahi verilmiştir. Buna karşın daha evvelki senelerda yerinde olmayan uyuşturucu unsurların sorumluluğu yalnızca müvekkile yükletilmeye çalışılmaktadır. Kontrol yapan savcıların nazaranvini ihmal etmesinin sorumluluğunu müvekkile yüklemek hukuka terstir. Müvekkil beyanında Halit Tekçe ile uyuşturucu unsur ticareti yaptığını belirtmiştir.
bir süre daha sonra bu kabahati işlemekten vazgeçmiş lakin Halit Tekçe korkutmak suretiyle müvekkilin iradesini sakatlamış ve müvekkili bu işin ortasında tutmuştur. Evrak kapsamında Halit Tekçe hakkında çıkarılan yakalama buyruğunun infazı devam etmektedir. Lakin şu da gözden kaçırılmamalıdır ki nazaranvinin gereğini yerine getirmeyen cumhuriyet savcılarının sorumluluğu da yadsınamayacak derecededir ve işlenen hatanın tüm çıplaklığı ile ortaya çıkarılması için haklarında aktif bir soruşturma yürütülmesi şarttır” diye konuştu.
Öte yandan Metin Zeytun, 2017 yılında “zimmet” kabahatini işlediği nedeni öne sürülerek 11 ay 3 gün mahpus ceza almıştı. Kararın açıklanmasının geri bırakılması niçiniyle Zeytun, İdari İşler Müdürü bakılırsavine geri dönmüştü.
Cumhuriyet’ten Kübra Köklü’nün haberine bakılırsa operasyonun akabinde soruşturma genişletilirken Zeytun’un adliyenin isimli emanet ofisine teslim edilen materyalleri yıllardır gizlice sattığı belirlendi. Soruşturmayı derinleştiren polis Zeytun’un savcılara uydurma evrak imzalatarak adliyenin hesabındaki parayı da zimmetine geçirdiğini tespit etti.
Erciş Adliyesi’ndeki isimli emanet ofisine teslim edilen materyalleri gizlice sattığı ortaya çıkan Zeytun’un emniyette verdiği sözünde, “Erciş Adliyesinde 2005 yılından beri çalışıyorum. Orada İdari işler Müdürü olarak bakılırsav yapmaktaydım. Takım olmadığı için oraya şu anda kimse bakmıyor. Ben vekaleten 3-4 yıldır bakıyorum. Bu sebeple emanetlerin bulunduğu deponun anahtarı ben de var. Benim dışımda isimli emanet memurunda da anahtar var. Uzun vakitten beri bahis oynuyorum. Bu merakımdan dolayı baya borçlandım. Para kaybettim. Bahisten kaybedince arkadaşlarımdan, etrafımdan ve akrabalarımdan borç para aldım. Bunları da ödeyemez hale geldim. Bu yüzden de bu işleri yaptım” dediği öğrenildi.
30 YILA KADAR MAHPUS CEZASI
Soruşturmayı tamamlayan cumhuriyet savcısı tutuklanan Zeytun hakkında 6 tane iddianame hazırlandı. İddianamede, Zeytun ve kendisine yardım ettikleri belirlenen Metin Demez, Hakan Gümüştaş, Halit Tekçe hakkında “uyuşturucu yahut uyarıcı husus ticareti yapma yahut sağlama”, “zimmet” ve “kamu nazaranvlisinin resmi bölgede sahteciliği” hatalarından 30 yıla kadar mahpus cezası istendi. İddianamede Adalet Bakanlığı Teftiş Heyeti Başkanlığı Müfettişleri’nin, Erciş Adliyesi hesaplarında yaptığı incelemeyle ilgili tespitlere yer verildi. Müfettişlerin raporununda “Zeytun, Başsavcılara evrak imzalatıp yetki verdirdiği bakılırsavlilere birden çok defa paraları çektirip maliyeye paraları yatırmadığı ve uhdesine geçirmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığı hesaplarından kendi hesabına birden çok defa paralar aktardığı, üzerine atılı cürmü işlediğine dair kâfi kanıt bulunduğu anlaşıldı” tabirleri yer aldı. Bu raporun akabinde 2011 yılından bu yana Erciş Adliyesi’nde misyon yapan ve hazırlanan düzmece evrakları imzaladıkları belirtilen dört isimli emanet savcısı hakkında Bölge Adliye Mahkemesi’nde ‘nazaranvi berbata kullanmak’ suçlamasıyla dava açıldı.
DAVA DA 4 SAVCI DA YARGILANIYOR
Erciş Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada 7 sefer hakim karşısına çıkan Zeytun, duruşmalarda değerli itiraflarda bulundu. 2005 yılından beri çalıştığı adliyeden 15 sefer uyuşturucu çıkarıp sattığını itiraf eden Zeytun, şu tabirleri kullandı: “Ben adliyenin hesabından genelde param olmadığında internet bankacılığı yetkim olduğundan kendime para aktarıyordum. sonrasındasında bu paralarla bahis oynuyordum. Başsavcılara paranın Maliye’ye yatması için çekilmesi gerektiğini söyleyerek yazıları imzalatıyordum. Başsavcılar paraların maliyeye yatırdığımı düşündüğünden bana hiç bunları sormadı. Kontratlı çalışanların maaşını hesaba yatırdıktan daha sonra gereksinimim olduğu için kendi hesabıma aktarıp kullandım. Bu parayı bahis için kullandım.”
‘4 TON UYUŞTURUCU ÇIKARTTI’
Sanıklardan adliyede çaycılık yapan Metin Demez ise savunmasında Zeytun’u suçlayarak “Ben onun buyruğunda çalışan ve başında 3 amir bulunan bir mahkûmum. Bize her türlü işi yaptırıyorlardı. Ben Metin Zeytun’un otomobildeki torbaları, emanette bulunan uyuşturucularla değiştirdiğini bilmiyordum. Bu şahıs, 2011 yılından beri adliyeden 4 tona yakın uyuşturucu çıkarttı. Bunu yaparak para kazandı” dedi. 2 sanığın tutuklu yargılandığı davaya önümüzdeki günlerde devam edilecek.
‘METİN ZEYTUN KUSUR YAPTIĞINI KABUL ETMİŞ’
Dava sürecini Cumhuriyet’e pahalandıran Zeytun’un avukatı Avukat Cihad Sargut, ”Müvekkil Metin Zeytun kusur yaptığını kabul etmiş ve aktif pişmanlık kararlarından yararlanmak ismine samimi bir biçimde bildiği her şeyi anlatmıştır. Müvekkil 15 sefer emanet eşya ofisinden uyuşturucu husus çıkardığını ve bunun da sonlu ölçüde olduğunu ikrar etmiştir. Yargılama konusu olaydan daha sonra Emanet Eşya ofisinde yapılan incelemelerde yaklaşık 4 ton uyuşturucunun yerinde olmadığı tespit edilmiştir. Müvekkilin bakılırsav yaptığı mühlet boyunca bu ölçüde uyuşturucu unsur çıkarmış olması hayatın olağan akışına ters bir durumdur.”
Bütün sorumluluğun müvekkilin üzerine atılmaya çalışıldığını savunan Sargut, “Emanet eşya ofisi yargılama konusu olayından evvelden rutin kontroller geçirmiş ve bu kontroller sonucunda rastgele bir eksiklik tespit edilmediği üzere kontroller sonucunda müvekkile ‘başarı belgesi’ dahi verilmiştir. Buna karşın daha evvelki senelerda yerinde olmayan uyuşturucu unsurların sorumluluğu yalnızca müvekkile yükletilmeye çalışılmaktadır. Kontrol yapan savcıların nazaranvini ihmal etmesinin sorumluluğunu müvekkile yüklemek hukuka terstir. Müvekkil beyanında Halit Tekçe ile uyuşturucu unsur ticareti yaptığını belirtmiştir.
bir süre daha sonra bu kabahati işlemekten vazgeçmiş lakin Halit Tekçe korkutmak suretiyle müvekkilin iradesini sakatlamış ve müvekkili bu işin ortasında tutmuştur. Evrak kapsamında Halit Tekçe hakkında çıkarılan yakalama buyruğunun infazı devam etmektedir. Lakin şu da gözden kaçırılmamalıdır ki nazaranvinin gereğini yerine getirmeyen cumhuriyet savcılarının sorumluluğu da yadsınamayacak derecededir ve işlenen hatanın tüm çıplaklığı ile ortaya çıkarılması için haklarında aktif bir soruşturma yürütülmesi şarttır” diye konuştu.
Öte yandan Metin Zeytun, 2017 yılında “zimmet” kabahatini işlediği nedeni öne sürülerek 11 ay 3 gün mahpus ceza almıştı. Kararın açıklanmasının geri bırakılması niçiniyle Zeytun, İdari İşler Müdürü bakılırsavine geri dönmüştü.