İşadamı Ömer Faruk Ilıcan’ın öldürülme davasında yeni gelişme Cumhuriyet muharriri Barış Pehlivan, Ömer Faruk Ilıcan’ın öldürülmesi davasında enteresan detayları yazdı…
Bu o denli bir davaydı ki…
Ankara’da öldürülen holding patronuydu lakin Türkiye lakin 51 gün daha sonra öğrendi.
Bu o denli bir davaydı ki…
Cinayeti örtbas için 30 milyon TL harcandığını yazan haber apar topar yayından kaldırıldı.
Bu o denli bir davaydı ki…
Cinayetin bir numaralı şüphelisi, soruşturmayı yürüten başsavcının makam odasında ağırlandı.
Bu o denli bir davaydı ki…
Savcıların ve yargıçların kellesini alan yargı sürecinde, daima değişen dört farklı iddianame yazıldı.
Bu o denli bir davaydı ki…
Tetikçilerin teslim olması koşuluyla öteki şüpheliler cezaevinden çıkarıldı.
Bu o denli bir davaydı ki…
Bir kamu bankasının genel müdür yardımcısı, ortasında 260 bin dolar olan çantayı cinayet savcısına rüşvet olarak vermek istedi.
Bu o denli bir davaydı ki…
Cinayet şüphelilerinin avukatları bir öbür savcıya 10 bin dolarlık saat armağan etti.
Bu o denli bir davaydı ki…
Hakkındaki yakalama sonucu kaldırılınca, cinayeti azmettiren firari isim evvel tabir verdi daha sonra bir daha kaçtı.
İşadamı Ömer Faruk Ilıcan’ın öldürülmesine dair davadan bahsediyorum.
İşte o davada Yargıtay son sonucunı verdi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi beş sanık hakkında verilen mahpus kararlarını hukuka uygun buldu ve onadı.
Yüksek mahkemenin “tasarlayarak öldürmeye azmettirme” kabahatinden müebbet mahpus cezasını katılaştırdığı Tarkan Kadooğlu ise hala firarda.
Kelamın özü… 21 Mart 2018’de öldürülen Ilıcan’ın cesedinin üstü para ile örtülmeye çalışılmıştı.
Cinayetin yargılama süreci şimdilik son buldu. Gün gelir, üstte yazdığım kirli işlerin de sis perdesi aralanır.
Bu o denli bir davaydı ki…
Ankara’da öldürülen holding patronuydu lakin Türkiye lakin 51 gün daha sonra öğrendi.
Bu o denli bir davaydı ki…
Cinayeti örtbas için 30 milyon TL harcandığını yazan haber apar topar yayından kaldırıldı.
Bu o denli bir davaydı ki…
Cinayetin bir numaralı şüphelisi, soruşturmayı yürüten başsavcının makam odasında ağırlandı.
Bu o denli bir davaydı ki…
Savcıların ve yargıçların kellesini alan yargı sürecinde, daima değişen dört farklı iddianame yazıldı.
Bu o denli bir davaydı ki…
Tetikçilerin teslim olması koşuluyla öteki şüpheliler cezaevinden çıkarıldı.
Bu o denli bir davaydı ki…
Bir kamu bankasının genel müdür yardımcısı, ortasında 260 bin dolar olan çantayı cinayet savcısına rüşvet olarak vermek istedi.
Bu o denli bir davaydı ki…
Cinayet şüphelilerinin avukatları bir öbür savcıya 10 bin dolarlık saat armağan etti.
Bu o denli bir davaydı ki…
Hakkındaki yakalama sonucu kaldırılınca, cinayeti azmettiren firari isim evvel tabir verdi daha sonra bir daha kaçtı.
İşadamı Ömer Faruk Ilıcan’ın öldürülmesine dair davadan bahsediyorum.
İşte o davada Yargıtay son sonucunı verdi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi beş sanık hakkında verilen mahpus kararlarını hukuka uygun buldu ve onadı.
Yüksek mahkemenin “tasarlayarak öldürmeye azmettirme” kabahatinden müebbet mahpus cezasını katılaştırdığı Tarkan Kadooğlu ise hala firarda.
Kelamın özü… 21 Mart 2018’de öldürülen Ilıcan’ın cesedinin üstü para ile örtülmeye çalışılmıştı.
Cinayetin yargılama süreci şimdilik son buldu. Gün gelir, üstte yazdığım kirli işlerin de sis perdesi aralanır.