Eşinden boşanan iş beşerinin başına gelenler: Eski eşin savcı arkadaşından operasyon Cumhuriyet müellifi Barış Pehlivan’ın köşe yazısınından alıntı
kimi vakit o denli şeyler geliyor ki kulağıma, yanlışsız olduğunu bilmeme karşın inanmak istemiyorum. Ah keşke palavra olsa, diyorum. bir daha o denli bir andı. Adliye dehlizlerini uygun bilen biri kahve içerken anlattı da anlattı… Siz de duyun:
Bir varmış, bir yokmuş… İstanbul’da yaşayan bir işadamı varmış. Yabancıymış lakin Türk vatandaşlığı da almış.
Eşi, eski bir modelmiş. Hayat bu, anlaşamamışlar ve 2018’de protokolle boşanmışlar.
Ortadan bir sene geçmiş. İşadamı öteki bir bayanla nikâh masasına oturmuş. Lakin işte bu biçimde hayat onun için farklı bir seyre girmiş.
Yok yok, yeni eşle ilgili değilmiş sorun.
Eski eşi daima yeni maddi taleplerde bulunmaya başlamış.
Hatta ve hatta o kadar vakit daha sonra boşanmanın iptali davası bile açmış.
Gerçek, buraya kadar okuduğunuz her şey özel hayatta olabilecek cinsten olaylar. Lakin işte asıl sorun perde gerisinde…
Bir gün…
Bu işadamının meskenine ve ofisine polis operasyonu düzenlenmiş. Enteresandır, gözaltı sonucu yokmuş lakin evraklarına ve bilgisayarlarına el konulmuş. FETÖ’nün finansörü olmakla suçlanıyormuş. Garip mi, her şey bir ihbar mektubuyla başlamış.
İşadamı epeyce şaşkınmış. Gelin görün ki, soruşturmayı yapan ünlü savcının ismini öğrenince anlamış. Çünkü o savcı eski eşinin ve onun babasının epeyce yakınıymış. Kendisi de onlardan dolayı tanışıyormuş. bir arada lüks restoranlarda epey yemek yemişliği de varmış.
her neyse…
Bu işadamının avukatlarından biri eski hâkimmiş. O denli bir isimmiş ki vaktinde Fethullahçıların kumpaslarına karşı uğraş vermesiyle tanınan biriymiş. İşte o hukuk bilgisi ve FETÖ’ye karşı duruşu tartışılmayacak isim, bir gün soruşturma savcısından randevu almış.
Gitmez olaymış, savcının dediklerini duymaz olaymış. Çünkü o savcı, işadamı hakkındaki FETÖ soruşturmasının seyrinin, lakin eski eşinin dediklerini yerine getirmesiyle değişebileceğini söylemiş.
Yetmemiş olacak ki “Tutuklatırım, bilinmeyen şahitlerle senelerca içeride yatırırım” diye imalarda bile bulunmuş.
Bunu duyan işadamı düşünmüş de düşünmüş…
Ve bu ahlaksız teklife boyun eğmemeyi tercih etmiş. Etmiş de kurtulmuş mu?
Yok. Hem kendisinin hem etrafının banka hesaplarına blokeler konulmuş. Hatta yeni evlendiği eşi de FETÖ üyeliği suçlamasıyla soruşturmaya dahil edilmiş.
Ah işte, hem eski eşin açtığı boşanmayı iptal davasında birebir vakitte bu yeni FETÖ soruşturmasında emsal suçlamaların olması nasıl da tesadüfmüş!
Pekala, Anayasa Mahkemesi’ne transfer olan İstanbul Adliyesi’nin eski başsavcısı bilmez miymiş bu yaşananları? Hiç bilmez mi! Duymuş fakat kılını kıpırdatmamış.
kimi vakit o denli şeyler geliyor ki kulağıma, yanlışsız olduğunu bilmeme karşın inanmak istemiyorum. Ah keşke palavra olsa, diyorum. bir daha o denli bir andı. Adliye dehlizlerini uygun bilen biri kahve içerken anlattı da anlattı… Siz de duyun:
Bir varmış, bir yokmuş… İstanbul’da yaşayan bir işadamı varmış. Yabancıymış lakin Türk vatandaşlığı da almış.
Eşi, eski bir modelmiş. Hayat bu, anlaşamamışlar ve 2018’de protokolle boşanmışlar.
Ortadan bir sene geçmiş. İşadamı öteki bir bayanla nikâh masasına oturmuş. Lakin işte bu biçimde hayat onun için farklı bir seyre girmiş.
Yok yok, yeni eşle ilgili değilmiş sorun.
Eski eşi daima yeni maddi taleplerde bulunmaya başlamış.
Hatta ve hatta o kadar vakit daha sonra boşanmanın iptali davası bile açmış.
Gerçek, buraya kadar okuduğunuz her şey özel hayatta olabilecek cinsten olaylar. Lakin işte asıl sorun perde gerisinde…
Bir gün…
Bu işadamının meskenine ve ofisine polis operasyonu düzenlenmiş. Enteresandır, gözaltı sonucu yokmuş lakin evraklarına ve bilgisayarlarına el konulmuş. FETÖ’nün finansörü olmakla suçlanıyormuş. Garip mi, her şey bir ihbar mektubuyla başlamış.
İşadamı epeyce şaşkınmış. Gelin görün ki, soruşturmayı yapan ünlü savcının ismini öğrenince anlamış. Çünkü o savcı eski eşinin ve onun babasının epeyce yakınıymış. Kendisi de onlardan dolayı tanışıyormuş. bir arada lüks restoranlarda epey yemek yemişliği de varmış.
her neyse…
Bu işadamının avukatlarından biri eski hâkimmiş. O denli bir isimmiş ki vaktinde Fethullahçıların kumpaslarına karşı uğraş vermesiyle tanınan biriymiş. İşte o hukuk bilgisi ve FETÖ’ye karşı duruşu tartışılmayacak isim, bir gün soruşturma savcısından randevu almış.
Gitmez olaymış, savcının dediklerini duymaz olaymış. Çünkü o savcı, işadamı hakkındaki FETÖ soruşturmasının seyrinin, lakin eski eşinin dediklerini yerine getirmesiyle değişebileceğini söylemiş.
Yetmemiş olacak ki “Tutuklatırım, bilinmeyen şahitlerle senelerca içeride yatırırım” diye imalarda bile bulunmuş.
Bunu duyan işadamı düşünmüş de düşünmüş…
Ve bu ahlaksız teklife boyun eğmemeyi tercih etmiş. Etmiş de kurtulmuş mu?
Yok. Hem kendisinin hem etrafının banka hesaplarına blokeler konulmuş. Hatta yeni evlendiği eşi de FETÖ üyeliği suçlamasıyla soruşturmaya dahil edilmiş.
Ah işte, hem eski eşin açtığı boşanmayı iptal davasında birebir vakitte bu yeni FETÖ soruşturmasında emsal suçlamaların olması nasıl da tesadüfmüş!
Pekala, Anayasa Mahkemesi’ne transfer olan İstanbul Adliyesi’nin eski başsavcısı bilmez miymiş bu yaşananları? Hiç bilmez mi! Duymuş fakat kılını kıpırdatmamış.