TANER AY
Diyelim ki, İstanbul’un Firuzağa Mahallesi’ndeki bir apartman dairesinde yaşıyorsunuz. Bütün gün Cihangir Kahvehânesi’nde laklak edip meskeninize döndüğünüzde, salonunuzun ortasında kendi kuyruğunu ısırarak ölmüş zehirli bir engerek yılanı bulsanız ne yaparsınız? Ayık da olsanız, bu engerek yılanı sizin için daima gerçek dışı ve ‘halüsinatik’ bir olay olarak kalacaktır. Veysel Gökberk Manga’nın TÜN Kitap’tan çıkan ‘Tanıdıklar ve Öbür Bildik Yüzler’ isimli romanı da, Firuzağa Mahallesi’ndeki bir apartman dairesinin salonunda kendi kuyruğunu ısırarak ölen engerek yılanı kadar gerçek dışı ve halüsinatik bir roman. Son senelerda okuduğum en ‘çılgın’ kitaplardan biri. Ancak, bir ‘patlamış mısır’ cümbüşü üzere de okumuyorsunuz ‘Tanıdıklar ve Diğer Bildik Yüzler’i; romanın baş kahramanı Bahri Memlük kendi fikir baloncuklarının ortasında ileri geri dolaşan biri olarak tanımlanmasına rağmen, okuru, Veysel Gökberk Manga’nın keskin zekâsının ve kara mizah hissinin uçlarında dolaştırıp duruyor.
DÜNYAYI ÇORUM’DAN İŞGAL ETMEYE BAŞLAYAN UZAYLILAR
Bahri Memlük, otuz beş kırk yaşlarında ve hiç bir hoşun birinci görüşte aşık olamayacağı derece bayağı bir nüfus memurudur. Fakat, nasıl olmuşsa olmuş, ‘eski vakit perileriyle gece cinleri içinde gidip gelen’ kıt muhayyileli afet-i devran Bengü ile evlenmiştir. Nikâh bir epey kişiyi bozar ya, Bahri de Bengü de nikâh daha sonrasında yoldan çıkarlar. Bengü elinden düşürmediği cep telefonunda, Bahri ise ‘komünist kominist konuşan’ bir boşlukta kaybolacaktır. Orson Welles’in 1938 yılında CBS Radio’daki yayını nasıl büyük bir kara mizah örneği olarak tarihe geçtiyse, Bahri Memlük’ün 2021 yılında ‘komünist komünist konuşan’ niyetleri de büyük bir kara mizah örneği olarak edebiyatımıza geçmiştir. Hepimiz dünyanın İngilizce konuşan uzaylılar tarafınca bir Amerikan kentinden başlayarak işgal edileceğine ikna edildiğimizden, bir Bahri Memlük bizden ayrılır. Ona bakılırsa, dünyamız, Türkçe konuşan uzaylılar tarafınca İskilip dolmasıyla, keşkeğiyle, yaprak içi aşıyla ve pastırmalı madımadığyla pek meşhur Çorum’dan başlayarak işgal edilecektir. Çorumlulara kiracı olacak uzaylılar, buradan müjdeleyelim, 1967 yılından beri cân çekişen kırmızı siyahlı Çorumspor’u da 2’nci Amatör Lig’den Üstün Lig’e çıkaracaktır. Bahri Memlük bunları nereden biliyor diye sormayın, o bütün bilim kurgu sinemalarını izlediğinden, bir uzaylıyı kaç kilometre öteden görse, çabucak tanırdı.
Veysel Gökberk Manga’nın ‘Tanıdıklar ve Öteki Bildik Yüzler’i, hiç kuşkusuz 2021 yılının en güzel romanlarından biri. Beni fazlaca eğlendirdiği için Manga kardeşimize müteşekkirim.
KABAHAT VE CEZA’YI YAZAMADAN ÖLDÜRÜLEN DOSTOYEVSKİ
Bahri Memlük’ün ‘kominist kominist konuşan’ kanıları kadar hayalleri da tuhaftır. Örneğin, bir gece hayalinde, Belinski’nin, büyük Rus muharriri Dostoyevski’nin Sibirya sürgünü sırasında başına baltayla vurularak öldürüldüğünü yazdığını görür. Eyvah! Dostoyevski ‘Suç ve Ceza’yı yazamadan öldürülmüştür. Edebiyat târihini değiştirecek bu biçimde bir kâbus, gezegenimizde yalnızca Bahri Memlük’ü sevindirir.Yatağından yanardağ patlaması üzere fırlar, uyuyan Bengü’yü öpüp koklar, bir odadan öteki odaya koşturup, dans eder. Sonunda Dostoyevski öldürülmüştür, Bahri’yi biz olağanların içinden çıkaran ‘Suç ve Ceza’ ise hiç yazılmamıştır. Dünyanın sekizinci olağanüstüsü olan ‘Suç ve Ceza’ -gerçeği bir o bildiğinden- artık Bahri Memlük ismiyle yayımlanabilirdi…
SENFONİK MÜZİĞE GİDEN BİR SEYAHATNÂME
Müzisyen Yalçın Akyıldız, Berlin’den Prag’a, Viyana’dan Zürih’e uzanan Avrupa’nın farklı kentlerinde bulunan konser salonlarını ‘Müziğin Mabetleri’ kitabında yayınladı. Avrupa’daki 30 konser salonununakustik, mimari özelliklerinin yanı sıra kentle yolu kesişen Dostoyevski, Tolstoy, Kafka üzere muharrirler, roman karakterleri, kentin müzeleri, parkları, insanları bu senfonik seyahatnâmede okurla buluşuyor. On yıllık bir emeğin eseri olan yapıtta konser salonlarının yanı sıra kentin parkları, müzeleri, insanları, yolları, havası, suyu, yemek yenilecek yerleri, kentin kokusunun hissedileceği kafeleri yalın bir anlatımla okuyucuya aktarılıyor. Literatür Yayınları’ndan çıkan kitap, notaların sihirli yolcuğunu, müziğin mabetleri olarak kabul edilen dünyanın kıymetli konser salonlarıyla okuyucuya sunuyor.
Diyelim ki, İstanbul’un Firuzağa Mahallesi’ndeki bir apartman dairesinde yaşıyorsunuz. Bütün gün Cihangir Kahvehânesi’nde laklak edip meskeninize döndüğünüzde, salonunuzun ortasında kendi kuyruğunu ısırarak ölmüş zehirli bir engerek yılanı bulsanız ne yaparsınız? Ayık da olsanız, bu engerek yılanı sizin için daima gerçek dışı ve ‘halüsinatik’ bir olay olarak kalacaktır. Veysel Gökberk Manga’nın TÜN Kitap’tan çıkan ‘Tanıdıklar ve Öbür Bildik Yüzler’ isimli romanı da, Firuzağa Mahallesi’ndeki bir apartman dairesinin salonunda kendi kuyruğunu ısırarak ölen engerek yılanı kadar gerçek dışı ve halüsinatik bir roman. Son senelerda okuduğum en ‘çılgın’ kitaplardan biri. Ancak, bir ‘patlamış mısır’ cümbüşü üzere de okumuyorsunuz ‘Tanıdıklar ve Diğer Bildik Yüzler’i; romanın baş kahramanı Bahri Memlük kendi fikir baloncuklarının ortasında ileri geri dolaşan biri olarak tanımlanmasına rağmen, okuru, Veysel Gökberk Manga’nın keskin zekâsının ve kara mizah hissinin uçlarında dolaştırıp duruyor.
DÜNYAYI ÇORUM’DAN İŞGAL ETMEYE BAŞLAYAN UZAYLILAR
Bahri Memlük, otuz beş kırk yaşlarında ve hiç bir hoşun birinci görüşte aşık olamayacağı derece bayağı bir nüfus memurudur. Fakat, nasıl olmuşsa olmuş, ‘eski vakit perileriyle gece cinleri içinde gidip gelen’ kıt muhayyileli afet-i devran Bengü ile evlenmiştir. Nikâh bir epey kişiyi bozar ya, Bahri de Bengü de nikâh daha sonrasında yoldan çıkarlar. Bengü elinden düşürmediği cep telefonunda, Bahri ise ‘komünist kominist konuşan’ bir boşlukta kaybolacaktır. Orson Welles’in 1938 yılında CBS Radio’daki yayını nasıl büyük bir kara mizah örneği olarak tarihe geçtiyse, Bahri Memlük’ün 2021 yılında ‘komünist komünist konuşan’ niyetleri de büyük bir kara mizah örneği olarak edebiyatımıza geçmiştir. Hepimiz dünyanın İngilizce konuşan uzaylılar tarafınca bir Amerikan kentinden başlayarak işgal edileceğine ikna edildiğimizden, bir Bahri Memlük bizden ayrılır. Ona bakılırsa, dünyamız, Türkçe konuşan uzaylılar tarafınca İskilip dolmasıyla, keşkeğiyle, yaprak içi aşıyla ve pastırmalı madımadığyla pek meşhur Çorum’dan başlayarak işgal edilecektir. Çorumlulara kiracı olacak uzaylılar, buradan müjdeleyelim, 1967 yılından beri cân çekişen kırmızı siyahlı Çorumspor’u da 2’nci Amatör Lig’den Üstün Lig’e çıkaracaktır. Bahri Memlük bunları nereden biliyor diye sormayın, o bütün bilim kurgu sinemalarını izlediğinden, bir uzaylıyı kaç kilometre öteden görse, çabucak tanırdı.
Veysel Gökberk Manga’nın ‘Tanıdıklar ve Öteki Bildik Yüzler’i, hiç kuşkusuz 2021 yılının en güzel romanlarından biri. Beni fazlaca eğlendirdiği için Manga kardeşimize müteşekkirim.
KABAHAT VE CEZA’YI YAZAMADAN ÖLDÜRÜLEN DOSTOYEVSKİ
Bahri Memlük’ün ‘kominist kominist konuşan’ kanıları kadar hayalleri da tuhaftır. Örneğin, bir gece hayalinde, Belinski’nin, büyük Rus muharriri Dostoyevski’nin Sibirya sürgünü sırasında başına baltayla vurularak öldürüldüğünü yazdığını görür. Eyvah! Dostoyevski ‘Suç ve Ceza’yı yazamadan öldürülmüştür. Edebiyat târihini değiştirecek bu biçimde bir kâbus, gezegenimizde yalnızca Bahri Memlük’ü sevindirir.Yatağından yanardağ patlaması üzere fırlar, uyuyan Bengü’yü öpüp koklar, bir odadan öteki odaya koşturup, dans eder. Sonunda Dostoyevski öldürülmüştür, Bahri’yi biz olağanların içinden çıkaran ‘Suç ve Ceza’ ise hiç yazılmamıştır. Dünyanın sekizinci olağanüstüsü olan ‘Suç ve Ceza’ -gerçeği bir o bildiğinden- artık Bahri Memlük ismiyle yayımlanabilirdi…
SENFONİK MÜZİĞE GİDEN BİR SEYAHATNÂME
Müzisyen Yalçın Akyıldız, Berlin’den Prag’a, Viyana’dan Zürih’e uzanan Avrupa’nın farklı kentlerinde bulunan konser salonlarını ‘Müziğin Mabetleri’ kitabında yayınladı. Avrupa’daki 30 konser salonununakustik, mimari özelliklerinin yanı sıra kentle yolu kesişen Dostoyevski, Tolstoy, Kafka üzere muharrirler, roman karakterleri, kentin müzeleri, parkları, insanları bu senfonik seyahatnâmede okurla buluşuyor. On yıllık bir emeğin eseri olan yapıtta konser salonlarının yanı sıra kentin parkları, müzeleri, insanları, yolları, havası, suyu, yemek yenilecek yerleri, kentin kokusunun hissedileceği kafeleri yalın bir anlatımla okuyucuya aktarılıyor. Literatür Yayınları’ndan çıkan kitap, notaların sihirli yolcuğunu, müziğin mabetleri olarak kabul edilen dünyanın kıymetli konser salonlarıyla okuyucuya sunuyor.