SALİHA SULTAN
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafınca bu yıl 41’ncisi düzenlenen İstanbul Sinema Festivali’nin mükafatları sahiplerini buldu. Şenliğin 19 Nisan’da Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda Cem Davran’ın sunumuyla gerçekleştirilen ödül merasimine savaşla bütün dünyanın gündemine giren Ukrayna’da savaşın hemilk öncesinde çekilen ‘Klondike’ sineması damga vurdu. Ukraynalı direktör Maryna Er Gorbach’ın direktör koltuğunda oturduğu, yapımcılığını Mehmet Bahadır Er’in üstlendiği TRT ortak imali sinema memleketler arası müsabakada en düzgün sinemaya verilen ‘Altın Lale’ mükafatına layık görüldü. ‘Klondike’ ayrıyeten ‘En Uygun Manzara Yönetmeni’ mükafatına de paha görüldü. Şenlikte Türkiye’deki birinci gösterimini yapan ve bu yıl katıldığı biroldukça şenlikten mükafatla dönen ‘Klondike’nin imalcisi Mehmet Bahadır Er mükafatın akabinde toplumsal medya hesabından yaptığı açıklamada sineması devam eden savaşta hayatta kalma çabası veren Ukraynalı bayanlara adadı. Er, paylaşımında şu sözleri kullandı: “Filmimizin aldığı ‘Altın Lale En Uygun Film’ mükafatını Rusya’nın Ukrayna’ya ve insanlığa karşı yürüttüğü atakta çocuklarının ömrünü korumak için gayret eden Ukraynalı bayanlara adıyoruz.” Üretimci Er, şenlikte sinemaya verilen ikinci mükafata layık görülen manzara direktörü Sviatoslav Bolakovsky’nin de 24 Şubat’tan beri ülkesi için savaştığını belirtti. Bolakovsky’nin asker üniforması ortasındaki fotoğrafını paylaşan Er, “Meslek ve sanat hayatına devam etmek için epey umudumu var. Onun için dua ediyoruz” sözlerini kullandı. Er ayrıyeten sineması taktir eden heyete, şenliğe, Sinema Genel Müdürlüğüne ve Ortak Üretimci TRT’ye teşekkür etti.
EN YETERLİ DİREKTÖR: TAYFUN PİRSELİMOĞLU
Bu yıl toplamda 56 sinemanın yarıştığı şenliğin ödül gecesinde ulusal müsabakanın ‘Seyfi Teoman En Uygun Birinci Sinema Ödülü’ne layık görülen direktör Nazlı Elif Durlu’nun ‘Zuhal’ sineması ayrıyeten ‘En Yeterli Kurgu Ödülü’nü de kazandı. Şenliğin kurucusu Onat Kutlar anısına verilen ‘Jüri Özel Ödülü’ Ali Kemal Güven’in ‘Çilingir Sofrası’ sinemasına gitti. Sinemanın başrolleri Ahmet Rıfat Şungar ve Barış Gönenen de ‘En Düzgün Erkek Oyuncu Ödülü’nü paylaştı.. ‘Kerr’ sineması direktörü Tayfun Pirselimoğlu’na ‘En Düzgün Yönetmen’, Natali Yeres’e ‘En Düzgün Sanat Yönetmeni’ mükafatlarını kazandırdı. Ulusal yarışın ‘En Yeterli Özgün Müzik Ödülü’ Taner Yücel’in ‘Bana Karanlığını Anlat’, ‘En Âlâ Belgesel Ödülü’ Senem Tüzen, Adam Isenberg ve Noah Amir Arjomand’ın ‘Eat Your Catfish’ imallerine verildi. ‘En Uygun Kısa Sinema Ödülü’ ise ‘Our Ark’ kısasıyla Deniz Tortum ve Kathryn Hamilton’un oldu.
ALIŞILMAMIŞ SİNEMALARIN FRANSIZ DİREKTÖRÜ ELİ BOŞ DÖNMEDİ
İstanbul Sinema Şenliğinin memleketler arası müsabakasında en düzgün sinemaya verilen Altın Lale mükafatı de Arjantin asıllı Fransız direktör Gaspar Noe’nın demansla gayret eden yaşlı bir çiftin öyküsünü beyazperdeye taşıdığı ‘Vortex’ imalinin oldu. Sinemanın gösterimi için Türkiye’ye gelen ve şenlikte büyük ilgi goren direktörün sineması ayrıyeten FIPRESCI Ödülü’ne de layık görüldü. Brezilyalı direktör Karim Aïnouz’un ‘Dağların Denizcisi’ sineması de yabancı sinemalara verilen ‘Jüri Özel Ödülü’ne paha bulundu. Şenliğin bu yıl müsabakalı kısmına dönüşen ‘Genç Usta Ödülü’de Belçikalı direktör Laura Wandel’ın ‘Oyun Alanı’ üretimine takdim edildi. Aziz Alaca’nın ‘Ulusal Kısa Sinema Yarışması’nda yarışan ‘Göl Kenarı’ kısası da ‘FIPRESCI Ödülü’ alan üretimler içinde yer aldı.
ELA, HİLMİ VE ALİ’NİN KARA MİZAHI ÖVGÜLERİ TOPLADI
Şenlikte bu yıl oyuncu ve direktör Denizhan Akbaba’nın ‘Ela ile Hilmi ve Ali’ sineması de gecede, ‘Mansiyon’, ‘En Uygun Senaryo’, ‘En Âlâ Bayan Oyuncu’ ve ‘FIPRESCI Ödülü’ ile dört ödül birden alarak dikkatleri üzerine çekti. Başrollerini Ece Yüksel, Serkan Keskin ve Denizhan Akbaba’nın paylaştığı sinema, birebir apartmanda yaşayan farklı yaşlara ve dünyalara sahip Ela, Hilmi ve Ali’nin peşinde karanlık, kışkırtıcı ve kara mizahı bol bir kıssa anlatıyor. Senaryosunu Nazlı Elif Durlu ve 2015’te Cannes’da Altın Palmiye için yarışan ve İstanbul, Ankara ve Malatya sinema şenliklerinde En Güzel Kısa Sinema seçilen ‘Salı’ tanınan direktör ve senarist Ziya Demirel’in yazdığı sinemanın manzara direktörlüğünü Doron Tempert üstleniyor. Kurgusunu Selda Taşkın ve Henrique Cartaxo’nun yaptığı sinemanın, sanat direktörlüğünde Gülay Doğan ve müziklerinde Okan Kaya imzası bulunuyor.
‘HALBUKİ BU SAVAŞ 2014’TE BAŞLAMIŞTI’
Ödül maratonunu İstanbul Sinema Festivali’nde ‘Altın Lale’ ile taçlandıran ‘Klondike’, Ukrayna – Rusya hududunda yaşayan gebe bir bayan olan İrka’nın, köyü ayrılıkçı kümeler tarafınca kuşatılmış bulunmasına karşın meskenini terk etmeyişini bahis alıyor. İrka ve ailesinin, 17 Temmuz 2014 günü kendilerini milletlerarası bir uçak felaketinin merkezinde bulmalarıyla başlayan olayların anlatıldığı sinema, çekildiği periyotta ayak sesleri duyulan şu anki savaşı o günlerde titiz bir biçimde işliyor. Ocak 2022’de Sundance Sinema Festivali’nde ‘En Güzel Yönetmen’ mükafatına layık görülen sinema, Şubat 2022’de ise Berlin Sinema Festivali’nde ‘Ekümenik Jüri’ ve ‘İzleyici’ mükafatlarını alarak dikkatleri üzerine çekmişti. Sinemanın direktörü Gorbach, şenlikteki gösterimin akabinde gerçekleşen söyleşide şu tabirleri kullanmıştı: “Hayat ve mevt… Bunlar hayli kozmik hususlar. Sinema, bugün yaşadığımız olaylardan evvel çekildi. Bu niçinle biroldukça ülkede bugün olanları evvelde nasıl hissettiniz biçiminde soruyla karşılaştık? halbuki bu savaş 2014’ten beri yaşanıyor ancak dünya buna üniversal bir biçimde bakmadı.”
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafınca bu yıl 41’ncisi düzenlenen İstanbul Sinema Festivali’nin mükafatları sahiplerini buldu. Şenliğin 19 Nisan’da Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda Cem Davran’ın sunumuyla gerçekleştirilen ödül merasimine savaşla bütün dünyanın gündemine giren Ukrayna’da savaşın hemilk öncesinde çekilen ‘Klondike’ sineması damga vurdu. Ukraynalı direktör Maryna Er Gorbach’ın direktör koltuğunda oturduğu, yapımcılığını Mehmet Bahadır Er’in üstlendiği TRT ortak imali sinema memleketler arası müsabakada en düzgün sinemaya verilen ‘Altın Lale’ mükafatına layık görüldü. ‘Klondike’ ayrıyeten ‘En Uygun Manzara Yönetmeni’ mükafatına de paha görüldü. Şenlikte Türkiye’deki birinci gösterimini yapan ve bu yıl katıldığı biroldukça şenlikten mükafatla dönen ‘Klondike’nin imalcisi Mehmet Bahadır Er mükafatın akabinde toplumsal medya hesabından yaptığı açıklamada sineması devam eden savaşta hayatta kalma çabası veren Ukraynalı bayanlara adadı. Er, paylaşımında şu sözleri kullandı: “Filmimizin aldığı ‘Altın Lale En Uygun Film’ mükafatını Rusya’nın Ukrayna’ya ve insanlığa karşı yürüttüğü atakta çocuklarının ömrünü korumak için gayret eden Ukraynalı bayanlara adıyoruz.” Üretimci Er, şenlikte sinemaya verilen ikinci mükafata layık görülen manzara direktörü Sviatoslav Bolakovsky’nin de 24 Şubat’tan beri ülkesi için savaştığını belirtti. Bolakovsky’nin asker üniforması ortasındaki fotoğrafını paylaşan Er, “Meslek ve sanat hayatına devam etmek için epey umudumu var. Onun için dua ediyoruz” sözlerini kullandı. Er ayrıyeten sineması taktir eden heyete, şenliğe, Sinema Genel Müdürlüğüne ve Ortak Üretimci TRT’ye teşekkür etti.
EN YETERLİ DİREKTÖR: TAYFUN PİRSELİMOĞLU
Bu yıl toplamda 56 sinemanın yarıştığı şenliğin ödül gecesinde ulusal müsabakanın ‘Seyfi Teoman En Uygun Birinci Sinema Ödülü’ne layık görülen direktör Nazlı Elif Durlu’nun ‘Zuhal’ sineması ayrıyeten ‘En Yeterli Kurgu Ödülü’nü de kazandı. Şenliğin kurucusu Onat Kutlar anısına verilen ‘Jüri Özel Ödülü’ Ali Kemal Güven’in ‘Çilingir Sofrası’ sinemasına gitti. Sinemanın başrolleri Ahmet Rıfat Şungar ve Barış Gönenen de ‘En Düzgün Erkek Oyuncu Ödülü’nü paylaştı.. ‘Kerr’ sineması direktörü Tayfun Pirselimoğlu’na ‘En Düzgün Yönetmen’, Natali Yeres’e ‘En Düzgün Sanat Yönetmeni’ mükafatlarını kazandırdı. Ulusal yarışın ‘En Yeterli Özgün Müzik Ödülü’ Taner Yücel’in ‘Bana Karanlığını Anlat’, ‘En Âlâ Belgesel Ödülü’ Senem Tüzen, Adam Isenberg ve Noah Amir Arjomand’ın ‘Eat Your Catfish’ imallerine verildi. ‘En Uygun Kısa Sinema Ödülü’ ise ‘Our Ark’ kısasıyla Deniz Tortum ve Kathryn Hamilton’un oldu.
ALIŞILMAMIŞ SİNEMALARIN FRANSIZ DİREKTÖRÜ ELİ BOŞ DÖNMEDİ
İstanbul Sinema Şenliğinin memleketler arası müsabakasında en düzgün sinemaya verilen Altın Lale mükafatı de Arjantin asıllı Fransız direktör Gaspar Noe’nın demansla gayret eden yaşlı bir çiftin öyküsünü beyazperdeye taşıdığı ‘Vortex’ imalinin oldu. Sinemanın gösterimi için Türkiye’ye gelen ve şenlikte büyük ilgi goren direktörün sineması ayrıyeten FIPRESCI Ödülü’ne de layık görüldü. Brezilyalı direktör Karim Aïnouz’un ‘Dağların Denizcisi’ sineması de yabancı sinemalara verilen ‘Jüri Özel Ödülü’ne paha bulundu. Şenliğin bu yıl müsabakalı kısmına dönüşen ‘Genç Usta Ödülü’de Belçikalı direktör Laura Wandel’ın ‘Oyun Alanı’ üretimine takdim edildi. Aziz Alaca’nın ‘Ulusal Kısa Sinema Yarışması’nda yarışan ‘Göl Kenarı’ kısası da ‘FIPRESCI Ödülü’ alan üretimler içinde yer aldı.
ELA, HİLMİ VE ALİ’NİN KARA MİZAHI ÖVGÜLERİ TOPLADI
Şenlikte bu yıl oyuncu ve direktör Denizhan Akbaba’nın ‘Ela ile Hilmi ve Ali’ sineması de gecede, ‘Mansiyon’, ‘En Uygun Senaryo’, ‘En Âlâ Bayan Oyuncu’ ve ‘FIPRESCI Ödülü’ ile dört ödül birden alarak dikkatleri üzerine çekti. Başrollerini Ece Yüksel, Serkan Keskin ve Denizhan Akbaba’nın paylaştığı sinema, birebir apartmanda yaşayan farklı yaşlara ve dünyalara sahip Ela, Hilmi ve Ali’nin peşinde karanlık, kışkırtıcı ve kara mizahı bol bir kıssa anlatıyor. Senaryosunu Nazlı Elif Durlu ve 2015’te Cannes’da Altın Palmiye için yarışan ve İstanbul, Ankara ve Malatya sinema şenliklerinde En Güzel Kısa Sinema seçilen ‘Salı’ tanınan direktör ve senarist Ziya Demirel’in yazdığı sinemanın manzara direktörlüğünü Doron Tempert üstleniyor. Kurgusunu Selda Taşkın ve Henrique Cartaxo’nun yaptığı sinemanın, sanat direktörlüğünde Gülay Doğan ve müziklerinde Okan Kaya imzası bulunuyor.
‘HALBUKİ BU SAVAŞ 2014’TE BAŞLAMIŞTI’
Ödül maratonunu İstanbul Sinema Festivali’nde ‘Altın Lale’ ile taçlandıran ‘Klondike’, Ukrayna – Rusya hududunda yaşayan gebe bir bayan olan İrka’nın, köyü ayrılıkçı kümeler tarafınca kuşatılmış bulunmasına karşın meskenini terk etmeyişini bahis alıyor. İrka ve ailesinin, 17 Temmuz 2014 günü kendilerini milletlerarası bir uçak felaketinin merkezinde bulmalarıyla başlayan olayların anlatıldığı sinema, çekildiği periyotta ayak sesleri duyulan şu anki savaşı o günlerde titiz bir biçimde işliyor. Ocak 2022’de Sundance Sinema Festivali’nde ‘En Güzel Yönetmen’ mükafatına layık görülen sinema, Şubat 2022’de ise Berlin Sinema Festivali’nde ‘Ekümenik Jüri’ ve ‘İzleyici’ mükafatlarını alarak dikkatleri üzerine çekmişti. Sinemanın direktörü Gorbach, şenlikteki gösterimin akabinde gerçekleşen söyleşide şu tabirleri kullanmıştı: “Hayat ve mevt… Bunlar hayli kozmik hususlar. Sinema, bugün yaşadığımız olaylardan evvel çekildi. Bu niçinle biroldukça ülkede bugün olanları evvelde nasıl hissettiniz biçiminde soruyla karşılaştık? halbuki bu savaş 2014’ten beri yaşanıyor ancak dünya buna üniversal bir biçimde bakmadı.”