7440 Sayılı Kanun hangi yılları kapsıyor ?

TasFirin

New member
7440 Sayılı Kanun: Hangi Yılları Kapsıyor ve Gerçekten Adaletli mi?

Bugün, 7440 Sayılı Kanun’u ele almak istiyorum. Son yıllarda oldukça dikkat çeken ve toplumda büyük tartışmalar yaratan bu yasa, özellikle borç yapılandırmaları ve ödeme kolaylıkları ile gündeme geldi. Ancak, bu kanunun gerçekten ne kadar adil olduğunu ve hangi yılları kapsadığını derinlemesine analiz etmeden, yüzeysel bir bakışla kabul edilebilecek bir çözüm gibi görmek bence büyük bir hata. O yüzden şimdi size 7440 Sayılı Kanun’un yıllara yayılmış etkilerini, avantajlarını ve en önemlisi tartışmalı yönlerini cesurca ve eleştirel bir şekilde sunacağım.

7440 Sayılı Kanun Ne Sunuyor? Bir Yüzeysel Bakış…

7440 Sayılı Kanun, özellikle 2023 yılının başlarında kabul edilmiş ve borçlarını yapılandırmak isteyen vatandaşlar için önemli bir fırsat sundu. Kanun, aslında “yapılandırma” adı altında devletin borçlu vatandaşlara sağladığı bir ödeme planı öneriyor. Bu ödeme planı, vergi borçları, sosyal güvenlik primleri ve benzeri yükümlülükleri kapsıyor ve çoğu kişi için büyük bir nefes alma fırsatı oluşturdu.

Ancak, bu yasanın kapsadığı yıllara baktığınızda, dikkatli olmanız gerektiğini görebilirsiniz. Kanun, belirli tarihleri kapsayacak şekilde hazırlanmış. Özellikle vergi borçları için bir takvim belirlenmiş, ancak bu yılların sınırları ve kapsayıcılığı pek çok kişinin beklentilerini tam anlamıyla karşılamamış görünüyor. Örneğin, 2015’ten önceki borçlar yapılandırılabilirken, 2015 sonrası borçların durumu netlik kazanmış değil.

İşte burada çok önemli bir soru doğuyor: Neden bu tarihsel sınırlarla bir düzenleme yapıldı ve bu kararın arkasındaki mantık nedir?

Erkeklerin Perspektifinden: Strateji ve Hedef Odaklı Bir Eleştiri

Erkeklerin genellikle stratejik ve hedef odaklı bir bakış açısına sahip olduklarını düşünürsek, 7440 Sayılı Kanun’un temel zayıflıklarını ele alırken bu stratejik eksiklikleri tartışmak yerinde olacaktır. Bu kanun, özellikle geçmiş yıllara ait borçlar için yapılandırma imkanı sunuyor. Ancak bu, yeni borçlar için de benzer kolaylıkların sağlanıp sağlanamayacağına dair belirsizlikler bırakıyor. Yani, kişi borçlarını ödeyebilse de, aynı sorunun bir yıl sonra tekrar karşımıza çıkması olası.

Birçok kişi, kanunun sadece geçmişi kapsadığı ve geleceği düşünmediği için eleştiriyor. 2023 itibarıyla ekonomik koşulların değişmesi, hayat pahalılığının artması ve gelir-gider dengelerindeki dalgalanmalar göz önünde bulundurulduğunda, sadece geçmiş borçlar için çözüm sunmak, gelecekte aynı sıkıntıların tekrar yaşanmasına engel olmuyor. Bu durumda kanunun aslında çok yüzeysel bir çözüm sunduğu, borçluları kısa vadede rahatlatırken uzun vadede hiçbir gerçek çözüm üretmediği savunulabilir.

Bir diğer stratejik hata ise, belirli tarihlerle sınırlı olan bu yapılandırma fırsatının, geçmişteki borçları affetmesi, ama hala o borçların ödenmemiş olanlarının birikmesini göz ardı etmesidir. Bu strateji, gerçekten ne kadar sürdürülebilir? Gelecekteki borçlanmayı nasıl kontrol edeceğiz?

Kadınların Perspektifinden: Sosyal Adalet ve İnsan Odaklı Bir Bakış Açısı

Kadınların, genellikle sosyal adalet ve empati odaklı yaklaşımlarına daha fazla eğilim gösterdiği düşünülürse, 7440 Sayılı Kanun’un toplum üzerindeki etkilerine dair önemli bir eleştiri de buradan gelebilir. Yapılandırma fırsatı, maddi zorluk çeken insanları kısa vadede rahatlatırken, çoğu kişi için tam anlamıyla bir çözüm getirmiyor. Kanun, borçları yapılandırıyor, ancak bu yapılandırmalar sosyal açıdan daha derin problemleri görmezden geliyor.

Özellikle, düşük gelirli ailelerin ve dar gelirli işçilerin, yıllardır birikmiş borçları ve ödeme zorlukları göz önünde bulundurulduğunda, bu yasanın yeterli olup olmadığı tartışmalı bir mesele. Bu kanun ile yalnızca belirli bir kesime hitap ediliyor ve daha geniş toplumsal bir adalet anlayışı eksik kalıyor. Kadınların ve çocukların olduğu evlerde, ekonomik krizlerin yarattığı sıkıntılar çok daha derin. Bu kanun, borçlu insanları kurtarmaktan öte, toplumun eşitsizliklerine nasıl bir çözüm üretiyor?

Özellikle bekar anneler ve dar gelirli çalışanlar gibi gruplar için, bu tür yapılandırma kanunlarının çok daha geniş bir toplumsal etki düşünülerek hazırlanması gerektiği düşünülebilir. Çünkü bu yapılandırmalar yalnızca maddi rahatlama getirse de, insanların psikolojik ve sosyal açıdan nasıl etkilenmesi gerektiği üzerine daha çok düşünülmesi gerekiyor.

7440 Sayılı Kanunun Zayıf Yönleri ve Eleştirilmesi Gereken Noktalar

1. Zaman Sınırlaması ve Tarihler:

Kanun yalnızca geçmiş borçları kapsıyor ve yeni borçlar konusunda hiçbir şey söylemiyor. Bu, aslında bir geçici çözümden öteye gitmiyor. Devletin bu borçları sanki tamamen silmiş gibi davranması yanıltıcı olabilir. Gelecekte aynı durumla karşı karşıya kalmamak için daha kalıcı çözüm yollarına gidilmesi gerekiyor.

2. Sadece Borçları Yapılandırmak Yeterli mi?

Kanun borçları yapılandırıyor ama ekonomik sistemdeki derin sorunları çözmüyor. Borçlu olan insanlar, sadece geçmiş borçları değil, gelecekteki olası sıkıntıları da düşünmek zorundalar. Ancak kanun bu konuda hiçbir şey vaat etmiyor.

3. Sosyal Etkiler:

Kanun, özellikle dar gelirli gruplar üzerinde beklenen etkiyi yaratmıyor. Yapılandırma fırsatları her kesime eşit ulaşmıyor ve bazı aileler için hiçbir şey ifade etmiyor. Bu da toplumsal eşitsizliği daha da derinleştiriyor.

Sonuç: 7440 Sayılı Kanun Gerçekten Adaletli mi?

7440 Sayılı Kanun’un temel amacı, borçluları rahatlatmak olsa da, eleştirilecek pek çok yönü var. Borç yapılandırması önemli bir adım olabilir, fakat bu sadece yüzeysel bir çözüm sunuyor. Gerçekten adaletli bir çözüm mü? Yoksa yalnızca belirli bir kesime hizmet eden, geçici ve stratejik bir çözüm mü? Bu soruları tartışmak gerekir.

Sizce 7440 Sayılı Kanun’un tarihsel sınırlamaları ve borç yapılandırma sistemi, toplumun geneline adaletli bir çözüm sunuyor mu? Kanunun genişletilmesi, toplumun ekonomik eşitsizliklerine nasıl etki eder?
 
Üst